Bakan Avcı: "Mümkün olan en kısa zamanda yurt dışındaki bütün eğitim kurumlarının sadece eğitim veren kurumlar haline gelmesi için ne mümkünse yapacağız"  
Bakan Avcı:

Bakan Avcı: "Mümkün olan en kısa zamanda yurt dışındaki bütün eğitim kurumlarının sadece eğitim veren kurumlar haline gelmesi için ne mümkünse yapacağız"

Bakan Avcı, yurt dışındaki okulların dönüştürülmesine ilişkin bu eğitim kurumlarının sadece eğitim veren kurumlar haline gelmesi için mümkün olan her şeyi yapacaklarını söyledi.

Bakan Avcı:

Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, MEB Sakıp Sabancı Basın Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı. 

Yurtdışındaki okulların dönüştürülmesine ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine Bakan Avcı, yurt dışındaki okullar denildiğinde 150´yi aşkın ülkedeki kurumlardan söz edildiğini ifade etti. 


“Farklı ülkelerde farklı statülerde açılmış kurumlar var”

Değişik isimler altında açılmış okulların bazılarının yerel bir sivil toplum örgütü görüntüsü altında, bazılarının bir ticari kuruluş statüsünde, bazılarının da o ülkenin yetkili makamlarının izniyle o ülkenin eğitim otoritesine bağlı olarak açıldığını anlatan Bakan Avcı, şunları söyledi:

"Özellikle o ülkenin eğitim otoritesinin iznine bağlı olarak açılan okulların büyük bölümü de bizim hükümet olarak gerek bir önceki cumhurbaşkanımızın gerek şimdiki Cumhurbaşkanımızın gerek başbakanlarımızın, dışişleri bakanlarımızın müzaheretleriyle, o ülkeler nezdinde kefalet beyan eden ifadeleri nedeniyle açılmış okullardır. Dolayısıyla her birinin açılması, kapanması veya dönüştürülmesi de o ülkelerin mevzuatına göre yapılacak demektir. Bizim üzerinde yüzde 100 tasarruf yetkimiz olan okullar, elçiliğimize bağlı olan okullardır. Yani Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliklerinin bünyesinde açılmış olan Türk okulları var. Bunların sayısı 66. Onlarla ilgili dolayısıyla yapılacak yeni düzenlemede bu okulların da büyükelçiliklerimize bağlı Millî Eğitim Bakanlığı´nın açtığı ve bugüne kadar da Millî eğitim Bakanlığı´nın denetiminde görev yapan, öğretmenleri, Millî Eğitim Bakanlığı öğretmenleri arasından seçilip gönderilen okullarımızla ilgili de düzenlemeyi bu çerçevede ele almaya niyetliyiz. Çok farklı statüdeki yüzlerce okul veya kurum. Sadece okul da değil, bunların bir kısmı kurs statüsünde açılmış olabilir. Yani farklı ülkelerde farklı statülerde açılmış kurumlar var."

 

Bakanlar Kurulu sunumu

Bakan Avcı, Bakanlar Kurulunda yaptığı sunumda, Türkiye´nin yurtdışındaki bütün eğitim hizmetlerine yapacağı katkının bir vakıf bünyesinde yapılmasının daha uygun olacağı görüşünün daha ön plana çıktığını, bugüne kadar da devlet olarak büyükelçilikler aracılığıyla resmi okullar açıldığını anımsattı.

Bakan Avcı, şunları söyledi:

"Şimdi farklı statüdeki okullarda farklı mevzuatlara yönelik bir çalışma yapılacağı için değişik ülkelerde, her biri farklı bir mevzuatı olan, her biriyle ilişkilerimizin dozu, tonu, kapsamı farklı olan ülkelere götürülecek veya yapılmakta olan eğitim hizmetlerinin dönüştürülmesine ilişkin düzenlemelerin de sivil bir yapılanma içerisinde olmasının daha makul olacağı. Dünyadaki uygulamaların da zaten bu doğrultuda olduğu, yani ABD´lilerin de İngilizlerin de Almanların da yurt dışında yaptıkları eğitim çalışmalarında, eğer devlet bir şekilde işin bir tarafında her zaman vardır ama aynı zamanda vakıflar üzerinden daha esnek bir yapılanmayla bu hizmetler götürülür. Dolayısıyla burada da böyle bir yapılanmanın daha esnek ve dolayısıyla daha fonksiyonel olacağı görüşü ağır bastı. Buraya kadar konuştuklarım, geçen haftaki Bakanlar Kuruluna yaptığımız sunum ve oradan aldığımız dönüşler ve değerlendirmelerin ışığında söyleyebileceklerim. Dolayısıyla Bakanlar Kurulunda önümüzdeki hafta da bu çerçevede görüşler tekrar müzakereye açılacak. O zaman ortaya çıkacak olan daha ayrıntıları bilgileri paylaşırız."


“Türk okulu olarak anılabilecek okulların sayısının 2 bine yaklaştığını biliyoruz”

Bakan Avcı, "66 okul, büyükelçilik bünyesinde açılan ve MEB´in ilk planda dönüştürebileceği okullar. Geriye kaç okul kalıyor" sorusuna şu yanıtı verdi:

"160 ülkedeki bir şekilde Türkiye´ye atfedilebilecek, Türkiye´nin eğitimiyle irtibatlandırılabilecek veya Türk okulu olarak anılabilecek okulların sayısının 2 bine yaklaştığını biliyoruz. Ama bunların bir kısmı Türkler tarafından kurulmuş olmakla birlikte tamamen o ülkenin mevzuatına uygun bir yabancı okul statüsünde olanlar da var. Yani bunların istisnasız hepsinde aynı eğitim programları, aynı yönetim modelleri, aynı finansman modelleri uygulanıyor değil. Dolayısıyla her birinin özel bir durumu var. O nedenle zaten bunların bir vakıf çalışmasıyla envanterinin çıkartılması ve uygun olanlarının sadece eğitim amaçlı olmak üzere bu kapsamda yeniden düzenlenmeleri düşünülüyor." 


"Eğitim dışı çalışmanın kendi ülkelerinde de yapılmasından endişe ediyorlar"

Bakan Avcı, bir soru üzerine yurtdışındaki okullarla ilgili çalışmanın vakıf üzerinden yürütüleceğini ifade ederek, şöyle konuştu:

"Vakıf esnek bir yapılanmadır. Yurtdışındaki okulların büyük bir bölümü, ´elçilik okulları dışındakileri söylüyorum, bu okullar da dolaylı olarak milletin okullarıdır.´ Yani bunlar milletten değişik adlar altında toplanan paralarla yapılmış yani milletin emeğine dayanan yapılanmalardır. Bunların kötü amaçlı kullanıldığına dair farklı ülkelerden Türkiye´ye de şikayetler gelmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı, Afrika gezisinde bunun bir örneğini söyledi. Bunun gibi farklı ülkelerde bir de Türkiye´de olup bitenlere bakarak o ülke otoriteleri, benzer bir uygulamanın benzer bir eğitim dışı çalışmanın kendi ülkelerinde de yapılmasından endişe ederler, ediyorlar, ettiklerini de bize zaman zaman ifade ediyorlar."

"Bu okulların büyük bir bölümü, ya cumhurbaşkanı ya başbakan ya bakan ya elçilik düzeyinde verilmiş referanslarla bugünlere gelmişlerdir" ifadesini kullanan Bakan Avcı, bu referansların tekrar teyidini istemenin bu ülkelerin de hakkı olduğunu vurguladı.


“Teyit bugün verilmiyor”

Bakan Avcı, "Bu teyit verilir mi? Hayır bu teyit bugün verilmiyor. Yaşananlardan sonra böyle bir tekeffül, böyle bir kefalet hiçbir makam tarafından verilmiyor, verilmez. Bunlarla ilgili yapılacak düzenlemelerde eğer o ülkenin otoriteleri bizden yardım isterlerse ki istiyorlar, o yardım kendilerine nasıl verilir? Nasıl örgütleyebiliriz, nasıl bir kurumsallaşma içinde bu destek sürdürülebilir? Onun arayışı içerisinde bu çalışmalar yapılmıştır. Bunun da en uygun yönteminin sivil bir yapılanma, bir vakıf yapılanması olduğu, devletin de bu yapılanmaya eskiden olduğu gibi destek olması" diye konuştu. 

Bakan Avcı, bir başka soru üzerine vakfın içinde devletin de katkısının olacağını ancak o katkının genel bütçeden mi karşılanacağı, başka bir kaynaktan mı buraya aktarılacağının ayrıntı olduğunu söyledi. 

Bir takvimin belirlenip belirlenmediğine ilişkin bir soru üzerine de Bakan Nabi Avcı, çalışmaların herhangi bir aksaklık olmaması için olabildiğince hızlı bir şekilde yürütüleceğini kaydederek, "Önümüzdeki ders yılında da olabildiğince eğitim amaçlı çalışan kurumlar zarar görmeden asli misyonlarına uygun çalışır hale getirilsinler. Mümkün olan en kısa zamanda yurt dışındaki bütün eğitim kurumlarının sadece eğitim veren kurumlar haline gelmesi için ne mümkünse yapmak" dedi.

Haberin Videosu:

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.